Bir arkadasim bana gönderdigi kartpostalda Almanya'yi seviyor musun? Türkiye'ye dönmeyi düsünüyor musun? - diye sormustu.
Almanya'yi tabi ki cok seviyorum. Sonucta ben burada dogdum ve burada büyüdüm. Türkiye cocukken alti haftalik yaz tatillerinde geldigim bir memleketten ibaret benim icin.
Akrabalarim var tabiki. Hepsinin yeri farkli. Severim kendilerini. En cokta beni cok güldüren Salim kuzenimi.
En son Erzincan'a gittigimde ki sene 2002'ydi at arabasi ile gezmistik. Bu güzelligi hic unutmam mesela.
Ama ben Türkiye'ye geri dönebilecegimi ayak uydurabilecegimi sanmiyorum.
Almanya gurbetlik, zor belki ama her seyden önce burada insana saygi var.
Dün bir Mayis olaylari ile ilgili haberleri seyrettim türk kanallarinda. Cok üzücü durumlar.
TOMAsiz bir gün gecirmez oldu insanlarimiz. Gösteri yapma haklari ellerinden aliniyor vs.
Ama gurbetlik ne zaman insana koyuyor biliyor musunuz?
Ne sizi para makinasi sanan akrabalariniz, ne özel günlerinde (evlilik, nisan, söz) haber verme lütfunda bulunmamalari, hic biri üzmüyor insani, aldiginiz bir ölüm haberi kadar.
Sevdiginiz, yilda, bes yilda bir gördügünüz bir insan olsa bile ölüm haberi aldiginizda bir hos oluyor iciniz.
Cenazesi kalkar bu gün yarin cümlesi beliriyor beyninizde.
Bilet almaya kalksaniz yer bulamazsiniz, cenazeyi bekletin diyemezsiniz.
Sonucta yüz yilda bir görüyorsunuzdur bu insani ama ölümü üzer sizi.
Bizim de ancak tabutumuz gider buradan ucak ile.
Erzincan'da dedemin yanina gömülmek isterdim ben, yer kalmadi simdi oralarda.
Iny(A)hu'dan masallar dinlediniz. Esen kalin.